Ankara'da yeni bir Art Deco

Art Deco tarzının hakim olduğu bu evde, her şeyin, en küçük bir parçaya varana kadar, adeta bir sinema filmi inceliğinde tasarlandığını söylemek sanıyoruz yanlış olmaz. Bu fotoğraflara ne kadar dikkatle bakarsanız bakın, bu evde tesadüfen orada bulunan, üzerine düşünülmemiş tek bir eşya, bir santimetrekare bile boşluk bulmanız mümkün değil. İşte mükemmellik dediğimiz tam da böyle bir şey, ve ancak böyle ince bir işçilikle elde edilebiliyor.

Sıradan bir evin iki katı kadar tavan yüksekliğine sahip bu son derece ferah oturma odasında, kuşkusuz en fazla öne çıkan bölümlerin başında şömine geliyor. Geleneksel olarak taş veya ateş tuğlası gibi malzemelerin tercih edildiği şömine mimarisine alternatif bir yaklaşım sergilenmiş. Son derece modern şömine ünitesinin üst bölümünde bulunan adeta bir tablo şıklığındaki tasarım gözlerden kaçmıyor. Tavandan sarkan gümüş rengindeki aydınlatmalar ve şöminenin iki ucunda konumlanmış deri koltuklar da kompozisyonu tamamlıyor.

Evin bir diğer salonunda ise nispeten daha klasik bir çizgi izlendiğini görüyoruz. Beyaz ve gri tonların ağırlıkta olduğu mekanda, müthiş bir incelikle işlenmiş tavan dekorasyonu gözlerden kaçmıyor. Oturma grubunun tek kişilik parçalarının arkasında kullanılan lüks ahşap ise mekana ciddi anlamda bir sıcaklık katmış. Böylelikle bu tarz lüks evlerde sıkça rastlanan donukluk hissi de küçük bir dokunuşla engellenmiş.

Her yemek odası güzel aile yemeklerine ve arkadaş meclislerine ev sahipliği yapabilir, ama her yemek odasında görkemli ziyafetler veremezsiniz. İşte bu yemek odası, her türden konuğu ağırlayabilecek kadar ihtişamlı bir havaya sahip. Gri tonları ve birinci sınıf ahşabın muhteşem bir kombinasyonuyla rengini bulan bu yemek odası, on yedinci yüzyıl esintileri taşıyan aydınlatmalar ve cam akseuarlarla tamamlanıyor.

Hakan Helvacıoğlu imzasının kendini en çok gösterdiği mekanların başında kuşkusuz mutfaklar da geliyor. Görkemli bir tasarımla çoğu kez Osmanlı saray mutfaklarını kıskandıracak güzellikte mekanlar çıkıyor ortaya. Burada da beyaz ve siyah renklerin iddialı buluşması ve lüsk mermer zeminle birlikte, harika bir sonuç elde edilmiş. Normal şartlarda bir evin salonunda bile kullanılması kolay olmayan gösterişli avizeler ise, böyle bir mutfakta hiç dikkat çekmeden usulca yerini alıyor.

Bir evin en çok dikkat çeken unsurları arasında zeminler yer alır. Ağırlıklı olarak özel mermerlerin tercih edildiği bu evde ise zemin adeta göz kamaştırıyor.

Elbette bu kadar gösterişli ve iddialı bir evin sıradan küçük bir banyosu olmasını beklemek haksızlık olurdu. Ortada yer alan göbek taşına varana kadar gerçek bir hamamdan eksiği bulunmayan bu mekanda kullanılan tüm parçalar ayrı bir güzelliğe sahip. Kurnalar, mermer zemin ve duvarlar, göbek taşındaki desenler, ve gelenekselle modernin biraraya geldiği aydınlatmalara varana kadar, en küçük detayın bile üzerinde dikkatle durulmuş olduğu gözlerden kaçmıyor.

Şehir hayatının yavaş yavaş elimizden aldığı şeylerden biri de hareket etme özgürlüğü. Şehrin kalabalığı arasında spor yapma imkanı zaten ortadan kalktığı gibi çoğu kez keyifle yüreyecek parklar ve açık alanlar bulmakta dahi güçlük çekiyoruz. İç mekanlardaki spor salonları bu sıkıntıyı kısmen giderebiliyor. Burada da küçük bir ev tipi spor odasını aşıp adeta ticari bir spor merkezini andıran tam teşekküllü bir spor alanı görüyoruz. Yoğun tempo arasında sporu ihmal etmemek için harika bir alternatif.